Çoğu gerçeğe aykırı beyanat ve medeni hukuk davaları sözleşmeden kaynaklanmaktadır.  Sözleşmedeki gerçeğe aykırı beyan masum veya hileli olabilir ancak her ikisi de sözleşmeyi geçersiz kılmak için yeterlidir. Gerçeğe aykırı beyan sahtekarlıksa, dolandırıcılık mağdurları da tazminat davası açabilir.

Dolandırıcılık, aldatma niyeti olan ve sahtekarlık içeren bilgilerle birlikte gerçeğe aykırı bir beyandır, ve kasıtlı olmayan yanlış beyanın aldatıcı olması gerekmez.

Dolandırıcılık sayılması ve iddia edilmesi için dört kritere uyması gerekir:

  1. Gerçeğe aykırı bir iddiada bulunulması gerekir.
  2. Beyanın yanlış olduğunu bilerek iddiada bulunulması gerekir.
  3. Şikayetçi taraf, böylesine bir iddiaya dayanarak sözleşmeyi imzalamıştır.
  4. Şikayetçi tarafın dayanağı haklıdır.

Medeni hukuk davasında davacı, sahtekarlık dolayısıyla tazminat almaya çalışıyorsa, hileli iddiadan dolayı fiili ekonomik zarar gördüğünü kanıtlamak zorundadır.

Sözleşmenin geçersiz kılınmasına ek olarak, hileli taraf, muhtemelen cezai tazminatlar da dahil olmak üzere tazminatlardan ve sahtekarlık suçundan mağdura karşı sorumlu olur. Dolandırıcılık suçu işleyen biri, işlediği suç için hem ceza mahkemesinde hem de mağdura tazminat ödenmesi amacıyla hukuk mahkemesinde yargılanabilir. New York kanununa göre, dolandırıcılık suçunun tanzim edilmesi için fiili zararın üç katı ödeme yapılması gerekir.

Dolandırıcılık türleri:

  • Sözleşme dolandırıcılığı
  • Dolandırıcılık yoluyla mülk edinme
  • Saadet zinciri
  • Tüketici dolandırıcılığı
  • Kurumsal dolandırıcılık
  • Yatırım dolandırıcılığı
  • Çek dolandırıcılığı
  • Internet dolandırıcılığı
  • Motorlu taşıt tamiri dolandırıcılığı